kurs içeriği
Gazetecilik Nedir? (HABER YAZIM TEKNİKLERİ)
Gazetecilik Nedir? Gazetecilik, 4 aşamadan oluşan bir sürecin yöneticisidir. Bu süreçler, araştırma, belgeleme, yazma ve sunmadır. Araştırma; Belirli bir kesimde veya herhangi bir yerde yaşanan bir olayın doğruluğunu araştırmak ve en temel kaynağa inerek gerçek ve ispatlı sonuçlara ulaşmaktır. Belgeleme; Araştırma sonuçlarını, üzerine yorum katmaksızın, kaynaklarını açıkça belirterek, hiçbir kesime saldırı veya savunmada bulunmadan en yalın ve tarafsız haliyle derlemektir. Yazma; Yapılan araştırmayı, belgeledikten yani kaynakları, araştırma sonuçları ile birlikte tüm verileri topladıktan sonra, haber yazım tekniklerine uygun olarak hazırlamaktır. Sunma; Tüm sürecin en önemli noktası “sunma” noktasıdır. Bu aşamaya geldiğiniz zaman geriye dönüp baktığınızda herhangi bir eksik, hata, yanlış bilgi olmaması gerekmektedir. Daha sonra teknik olarak haberiniz nerede yayınlanacak ise oraya uygun bir biçimde hazırlama aşamasıdır.
0/8
HABER YAZIM TEKNİKLERİ
Ders Hakkında

Haber Çeşitleri
1- Basılı haber, gazete haberciliği;
Gazete haberciliği, kâğıt üzerine yazı yazmanın icadından bu yana en eski habercilik türlerinden biridir. İlk çağlardan bu yana haberciliğin temeli olan bir kâğıt üzerine yazılan yazıların haber niteliği
taşıması ile ortaya çıkmıştır. Bir örnek vermek gerekirse, Avrupa’dan giden gemiler ile satış yapmak için yola çıkan tüccarların geldikleri ülkelere, avrupada olan bitenleri yazdıkları, ayrıca sattıkları malları ile ilgili bilgilerin yazılı olduğu kağıtları liman çevresinde dağıtması ile başlayan basılı habercilik bugünün gazeteciliğinin temelini oluşturmuştur.

2- Görsel ve İşitsel habercilik.
Radyonun icadından bu yana, habercilik, aynı zamanda hızlı bilgi alma ihtiyacını da doğurmuştur. Bunu destekleyen Televizyonun icadından sonra ortaya çıkan görsel habercilik, radyo haberciliğini daha da geliştirmiş ve insan algısına etkisi çok büyük olmuştur.

 

3- İnternet haberciliği, dijital habercilik.
Habercinin asli görevi olan doğru haberi paylaşmanın en önemli olduğu ve 21. Yüzyılın, hız ve çabuk tüketme yüzyılı olduğu bu dönemde gelmiş geçmiş en önemli habercilik kavramıdır.
Haber alma ihtiyacının saniyelere indirgendiği bu yüzyılda, dikkat edilmesi gereken en önemli şey haber teyididir. Hızlı olmak için araştırmadan yapılan haberler genelde fiyasko ile sonuçlanmakta ve haberciliğin, gazeteciliğin adına leke sürmektedir. En basit örneği ile bir deprem anında insanlar evlerinden çıktıktan sonra ilk iş olarak çevresinde olup bitenleri, depremin ölçeğini, nerede olduğunu ve yıkım gücünü öğrenmek için internette araştırma yapmaya başlamaktadır.

“Bu noktada konudan bir nebze uzaklaşıp 1999 gölcük depreminde başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum sizlere. 1999 Gölcük depreminde ben henüz 6,7 yaşlarındaydım, İstanbul’da Bağcılar’da ikamet etmekteydik. Ve herkesin bugün bildiği gibi Avcılar ilçesinde depremin etkileri yıkıcı olmuştu. Bunun “haberi” kulaktan kulağa yayılarak, aile büyüklerimize Bağcılar olarak ulaşmıştı, o dönemin teknolojisi ile bu haberi teyit edebilecekleri bir sosyal medya bulunmadığı için bütün aile büyüklerimiz paniğe kapılıp bizlere bir şey olup olmadığını anlamak için telefonlara sarılmışlardı, fakat yine dönemin şartlarında böyle büyük bir felaket sonrası herkes “anında haber alma ihtiyacı”nı karşılayabilmek için aynı şeyi yapmış, tüm ülke telefon hatları kitlenmiş uzun süre kimse kimseden
haber alamamıştı. Bunun sonucunda bir komşumuzun babası kalp krizi geçirmiş ve vefat etmişti. Fakat korktuğu gibi bir şey kesinlikle olmamıştı.”
Bu başımdan geçen olayda da göreceğiniz üzere 2 ana konuda hem fikir oluyoruz.

1- İnsanların çevresinde olup bitenlere karşı hızlı haber alma ihtiyacı.

2- Doğru haberciliğin faydaları ve yanlış haber yaymanın geri döndürülemez zararları.

Bunun önüne geçebilmek adına İnternet haberciliğinin bir diğer faydası olan kaynağa çok kolay ulaşmayı iyi değerlendirmemiz gerekmektedir. Yoksa geri döndürülemez zararlar verebilir, kalemimize kan bulaştırabiliriz. Bu konuda çok dikkat etmemiz gerekmekte ve üzerimizde en az bir mühendisin bina inşa etmesi kadar sorumluluğumuz olduğunun
bilincinde olmalıyız.